Kurşunlu Camii ve Külliyesi
Külliye;
bölümlerinden oluşuyor.Külliye'nin imaret ve aşevi bölümlerinde
Sıcak Cam Üfleme Atölyesi
ve
Cam Sanatları Merkezi bulunuyor.
Seyir localarında camın üretim öyküsünü izleyebilirsiniz.
Bu kısım Uluslararası Odunpazarı Cam Festivali dahil olmak üzere birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Külliyenin mektep bölümü, 2010 yılından bu yana kütüphane olarak kullanılmaktadır.
Dünyada açılan ilk Lületaşı Müzesi külliyenin Mevlevihane bölümünde bulunmaktadır.
Ayrıca Osmanlı döneminde eğitim görenlerin konaklama amacıyla kullandıkları odalar bugün atölyeye dönüştürülmüş.
Yeşil Efendi Konağı
1890 yılında Odunpazarı’nın sayılı zenginlerinden ve aynı zamanda Cumhuriyet’in ilk milletvekillerinden olan Yeşil Efendi lakaplı Halil İbrahim Efendi tarafından yaptırılmış.
Yeşil Efendi Konağı, günümüzde ise Odunpazarı Belediyesi tarafından Atatürk ile bir gün galerisi adında bir müzeye dönüştürülmüş.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Atatürk Eskişehir ziyareti sırasında bir gece Yeşil Efendi Konağında kalıyor, bu sebeple ‘Atatürk ile Bir Gün Galerisi’ olarak isimlendirilmiş.
Kurtuluş Savaşı sırasında bu bölgede bulunan materyallerde sergileniyor.
Atlıhan Lületaşı El Sanatları Çarşısı
Atlı Han 1850’li yıllarda Eskişehir’in büyük toprak sahiplerinden Takattin Bey tarafından çevre köy, kasaba ve şehirlerden gelen pazarcıların, seyyahların ve köylülerin hem kendilerinin hem de hayvanlarının konaklamaları için yapılmış.
Her gün meydanda kurulan odun pazarına, odun satmak için gelen köylüler, önce Atlı Han’a uğrar; öküz arabalarını ve hayvanlarını buraya bırakır, pazara giderlermiş.
Akşam olduğunda hana döner geceyi burada geçirirlermiş.
Günümüzde ise Odunpazarı Belediyesi tarafından, Eskişehir’in çok önemli bir değeri olan lüle taşının, bünyesinde yer alan 25 adet atölyesi ile üretim, teşhir ve satışının yapıldığı Atlıhan El Sanatları Çarşısı'na dönüştürülmüş.
Tarihi Odunpazarı Evleri
“...Eşraf ve sipahisi çoktur... Şehir 17 mahalledir. Evleri bağlı, bahçeli ve mamurdur... Şehrin 4 çevresi gül, gülistan, bağ ve bostan dolu olup hububatı çok bir şehirdir...”
Evliya Çelebi, Seyahatname
Odunpazarı, bugün Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde adı geçen sokakların 5’ini aynı ismi ile korumaya devam ediyor.
Geleneksel Anadolu Türk Mimarisi örneklerini sergileyen semt, ahşap süslemeli-bitişik düzenli, cumbalı evleri koruyarak günümüze kadar gelmiş.
Odunpazarı ''Tarihi ve Kentsel Sit'' olarak koruma altında.
Geleneksel Anadolu Türk Mimarisinde çoğunlukla görülen şekilde,
hem yaşam alanı hem de ailenin ekonomik faaliyetine uygun biçimde tasarlanan evlerde alt katta
mutfak, ahır, çamaşırlık ve depo bulunur
yaşam ise üst katlarda sürdürülür.
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e, kazandırdığı ve Dünyanın pek çok ülkesinde bulunan “Madam Tussaud” Müzesi’nin
Türkiye’deki ilk örneği olan “Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi”nde,
Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladığı, tarihi kişiler ile yerli ve yabancı ünlü 160 kişinin heykeli yer alıyor.
Yılmaz Büyükerşen, bu müzede sergilenen balmumu heykellerinden önce,
Anıtkabir’de, Samsun’da , İnebolu’da, İzmir’de, Harp Akademilerinde ve Deniz Harp Okulunda sergilenen balmumu Atatürk heykellerini de yapmış.
Cumhuriyet Tarihi Müzesi
1915-1916 yılları arasında inşa edilen Numune Mekteplerinin Eskişehirdeki ilk örneğidir.
Mimar Kemalettin tarafından Turan Numune Mektebi adıyla inşa edilmiş.
Üç katlı müzenin zemin katında,
Çanakkale Savaşı, Kongreler, İnönü Savaşı, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruz’dan 131 adet fotoğraf sergileniyor.
Ahşap Eserler Galerisi
Odunpazarı Kuşunlu Külliyesi Kervansarayı içinde yer alan galeride;
2015 yılında Dünya’da üçüncüsü Türkiye’de ise ilki düzenlenen Uluslararası Ahşap Festivali’nde üretilen eserler ile
2016 yılında düzenlenen Uluslararası Ahşap Heykel Festivali’nde üretilen 160 eser yer alıyor.
Eti Arkeoloji Müzesi
Müzenin inşaatı sponsorluğunu ETİ Şirketler Grubu üstlenmiş.
Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığınca, ETİ Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de özel sektör tarafından hayata geçirilen ilk müze olarak nitelendirilmiş.
4000m2 kullanım alanı olan Eti Arkeoloji Müzesi, Eskişehir’deki ören yerlerinden toplanan eserlerden oluşan bir koleksiyona sahip.
gibi arkeolojik alanlarda yapılan bilimsel arkeolojik kazılar, önemli buluntuları ile birlikte kronolojik olarak sergilenmektedir.
Arkeoloji alanna ilgili olanların mutlaka görmesi gereken bir müze olmuş.
Şelale Park
Odunpazarı bölgesinde şehrin en yüksek tepelerinden birinde Odunpazarı Belediyesi tarafından oluşturulmuş bir park alanı.
İçerisinde çocuk oyun alanları, kafeteryası ve 1400m2'lik yapay bir şelalesi bulunuyor.
Kent Park
Kim demiş deniz olmayan yerde plaj olmaz diye?
300 bin m2 alana sahip kent park' da Türkiye’de bir ilk olan yapay plaj blunuyor.
Eskişehir, Kent Park projesi ile Türkiye’nin denizi olmayan bir kentinde plaja sahip olma ayrıcalığını kazanmış.
Kent Park’ın Porsuk Çayı’na bakan kısmında oluşturulan özel alanda Türkiye’nin ilk yapay plajı inşa edilmiş.
Gerçek deniz kumu ile donatılan plaj, özellikle yaz aylarında denize gidemeyen Eskişehir halkının deniz keyfini yaşamalarına olanak sağlıyor, tabi yaz aylarında yer bulabilmek için erkenden plaj önünde bulunmak gerek sanırız ;)
Demiryolu Müzesi
TCDD 1. Bölge Müdürlüğü ile TÜLOMSAŞ Genel Müdürlüğü tarafından temin edilen malzemelerle kurulan müze 1998’de ziyarete açılmış.
Eskişehir Garı yanındaki iki dönümlük arazi üzerindeki 106 yıllık tarihî binada kurulan müze, sizleri bir tarih yolculuğuna çıkarıyor.
Tarihî bina içerisinde ise 5 metre uzunluğunda 3.5 metre genişliğindeki bir demiryolu istasyonu maketi ve çevresi
Buharlı, dizel ve elektrikli lokomotifler, vagonlar, eski telgraf, teleks ve manyetolu telefonlar, kömür ocakları, lambalar, levhalar var.
Aralarında Abdülhamit Han’ın Anadolu-Bağdat demiryolunun yapılması ile ilgili fermanının da bulunduğu çok sayıda belge ve eski demiryolu istasyonları ve trenlerinin fotoğrafları yer alıyor.
Tülomsaş Müzesi (Devrim Arabası)
16 Haziran 1961’de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarı Ankara’ da bir toplantıya çağrılır.
Toplantıda Ulaştırma Bakanlığından alınan yazı okunur. Yazıda “Ordunun cadde binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi” görevinin TCDD işletmesine verildiği ve bu amaçla 1.400.000 TL ödenek ayrıldığı yazılıdır.
Tanınan süre 29 Ekim 1961’e kadardır, yani 4,5 aydır. Bu süre içinde mevcut imkânlarla otomobil imali bir mucizedir.
Ülkede ise üniversiteden basınına, bir avuç sanayicisinden politikacısına herkes Türkiye’de ne otomobil ne de motor yapılabileceğine inanır.
Fakat bu inanılmaz şey gerçekleşir ve 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye’ de yapılan ilk otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiye’ de yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi binasının önüne götürülerek Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e sunulur. Devrim, Cumhurbaşkanı’nı Anıtkabir’e götürür, sonra da Hipodrom’daki geçit resmine katılır.
1961 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatlarıyla 4,5 ayda üretilen Devrim, 1250 kg ağırlığında ve saatte maksimum 140 km hız göstergesine sahiptir. Egzoz borusu yanda olan, uzun ve kısa farları ayak ile çalışan, kontak anahtarı elle çalıştırılabilen Devrim, bu özellikleriyle ilgi çeker.
TÜRKİYE'NİN İLK BUHARLI LOKOMOTİFİ, KARAKURT
4 Nisan 1957’de Eskişehir’de (Çukurhisar) Çimento Fabrikası açılış töreninde bulunan Başbakan Adnan Menderes, 5 Nisan’da Devlet Demiryolları Cer Atölyesi’ne gelir.
Fabrikaların bütün müştemilatını, özellikle Çırak Okulunu gezer; incelemelerde bulunur.
Sanatkârlarla, İşçi Sendikaları ve Federasyon Heyetleri ile de hasbihâl eder.
Daha sonra, halka treni ve demiryolunu sevdirmek amacıyla o yıl Ankara Gençlik Parkı’nda işletilecek olan “Mehmetçik” ve “Efe” adlı minyatür trenlerin hazırlanmış bulunan lokomotiflerinden birine binerek gezer ve çok beğenerek “Bu lokomotifin büyüğünü sizden istesem yapabilir misiniz?” der.
1958 yılında Eskişehir Cer Atölyesi, Eskişehir Demiryolu Fabrikası adıyla yeni ve büyük hedefler için organize edilir.
Bu hedef ilk yerli lokomotifi imal etmektir.
1961 yılında, Türk işçi ve mühendislerinin şeref anıtı fabrikada istim tutar.
Bu, 1915 beygir gücünde, 97 ton ağırlığında, 70 km/h hız yapabilen ilk Türk buharlı lokomotifi Karakurt ‘tur.
Bilim Sanat ve Kültür Parkı (Sazova Parkı)
Park, yaklaşık 400 bin metrekarelik alanı ile Eskişehir’in en büyük parkı olarak geçiyor.
Parkın içerisinde neler yokki;
Porsuk Çayı Gondol Turu
Şehr-i Aşk Adası
Anadolu Üniversitesi Havacılık Parkı
Eskişehir Merkez ve Porsuk Çevresi
Avusturya'nın başkenti Viyana'nın 50 kilometre doğusunda bulunan, yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı Bratislava kentinde bulunan rögar kapağından çıkan, sadece kolları ve kafası görülen 'Cumil' isimli kanalizasyon işçisinin heykelinin benzeri;
Eskişehir'in merkez Odunpazarı ilçesine 3 yıl önce yaptırılmış, Nil’in ilk tepkisi ” omuzlarına çıkıcam “ oldu ve çıktı ☺️😉
Şeyh Şehabettin Sühreverdi Türbesi (Salı Tekkesi)
Eskiden zaviyede her salı günü düzenli toplanıldığından halk arasında “Salı Tekkesi” olarak adlandırılmış.
Zaviyede,
Anadolu Selçuklu Sultanları I. İzzeddin Keykavus ve
Şeyh Şehabettin Sühreverdi yatmaktadır.
Anadolu Selçuklu Sultanlarının da dahil olduğu Fütüvvet Teşkilatı, Anadolu’da Ahi Teşkilatı’nın temelini oluşturur.
Zira Ahilik teşkilatının oluştuğu ilk illerden biri Eskişehir’dir.
Ünlü Mutasavvıf Sühreverdi’nin adına Odunpazarı’nda bir zaviye kurulur ve Fütüvvet Eskişehir’de teşkilatlandırılır.
Özellikle Moğol istilası sırasındaki otorite boşluğunda fütüvvetin şehri koruyucu ve insanları birleştirici rolü öne çıkar.
Bu misyonu ile zaviye, uzun yıllar ayakta kalır.
Şeyh Edebali Türbesi
Şeyh Edebali: (1206 - 1326)
Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında yaşamış bir İslam ilahiyatçısı-din bilgini, Ahişeyhi, Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocası, Orhan Gazi'nin dedesi bir anlamda da sonradan imparatorluk olacak Osmanlı Devleti'nin fikir babasıdır.
Ciddi kaynaklara göre, aslen Karamanlı’dır.
İlk tahsilini memleketinde yapan Edebali, tahsilini Şam’da tamamlamıştır.
Tefsir, hadis ve özellikle İslam hukukunda uzmanlaşmıştır.
Mevlana gibi, zamanının büyüklerinin sohbetinde bulunmuştur.
Tasavvuf yoluna girdiği, Baba İlyas halifelerinin ileri gelenlerinden olduğu belirtilmektedir.
Doğum tarihi kesin olmamakla beraber, 1206 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir.
Alim, faal, varlıklı, çevresi için örnek teşkil eden bir kişi olan Şeyh Edebali, Eskişehir yakınlarında İtburnudenilen köyde yaşar, yaptırmış olduğu zaviyede öğrenci yetiştirir ve halkı aydınlatırdı.
Bilecik’te bir dergah yaptırmış, Osman Gazi'yi de birçok defa burada misafir etmiştir.
Rivayete göre, Osman Gazi’nin dergahta bulunduğu bir gece, rüyasında Şeyh Edebali'nin göğsünden bir ayın çıkıp kendi göğsüne girdiğini ve göğsünden bir büyük ağaç bitip dallarının alemi kapladığını, altından birçok nehirlerin çıkıp insanların bu sulardan geçtiklerini görmüştü. Sabah olup rüyayı anlatınca, Şeyh Edebali rüyayı şöyle tabir etmiştir:
"Sen, Ertuğrul Gazi oğlu Osman, babandan sonra bey olacaksın. Kızım Malhun Hatun la evleneceksin.
Benden çıkıp sana gelen nur budur.
Sizin soyunuzdan nice padişahlar gelecek, ve nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar, Allah nice insanın İslam'a kavuşmasına senin soyunu vesile edecektir."
Gerçekten de öyle olur, altı asırdan fazla devam edecek olan bir imparatorluğun temelleri Osman Gazi ile atılır ve bunun ilk müjdecisi Şeyh Edebali olur.
1326'da 125 yaşlarında Bilecik’te vefat etmiş, dergâhının yanında gömülmüştür.
Eskişehir’de de adına bir türbe yapılmıştır.
Vefatından bir ay sonra kızı, dört ay sonra da damadı Osman Gazivefat etmiştir.
Seyyid Şeyh Osman Afif Sivrihisari
Türk Dünyasından Dağıstan’ın Şirvan şehrinin büyük alimlerinden Seyyid Şeyh İsmail Şirvani ile Şirvan Ağdaşlı Seyyid Şeyh Hacı Ahmed Gıyasi’nin yetiştirdiği şahsiyetlerden olan
Alim , Mutasavvuf ve Hattat
Sivrihisarlı Seyyid Şeyh Osman Afif Efendi (1818-1881) yılları arasında yaşamış Eskişehir’in önemli Kültürel değerlerinden birisidir.
Osman Afif Efendi 22 yaşında başladığı Müderrislik (Profesörlük) görevine önce Dersaadet’de (İstanbul) uzun bir süre devam etmiş ve birçok talebe yetiştirmiştir.
Bu talebelerden en meşhurları Dünyaca bilinen Türk Mantık Bilgini ve ilk Türk Mantık Eseri olan “Hülasat’ül-mantık fi şerhi tehzib il-mantık” ‘ın yazarı Denizli’li Osman Abdülmennan Efendi ve Astronomi Bilgini ve Hattat İbrahim bin Ahmed Bursevi ‘dir.
Osman Afif Efendi ‘nin Kabri , Mahmudiye İlçesine bağlı Doğanca (Cönger) Mahallesinde bulunan ve kendi ismi ile anılan Türbe Binası içerisindedir.
Osman Afif Efendinin Eserleri ;
Nesh Hat yazısı ile yazdığı Kur’an-ı Kerim – İstanbul’da Müze’de
Nesh Hat yazısı ile yazdığı Delail’ul-Hayrat – Padişah Sultan Abdulaziz Han’a takdimen
Nesh Hat yazısı ile yazdığı Delail’ul-Hayrat – İstanbul Kubbealtı Sanat Galerisi Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu
Mevhub-u Mahbub Şerhi – Sivrihisar Nüshası
Zulmedenleri Ağır Surette tenkit ettiği Siyaset Eseri Diyarbakır Kütüphanesi
Şiirler , Veciz Sözler
İlm-i Kelam Kitabı olan İradet’ul Cüz’iyye – Hacı Selim Ağa Kütüphanesi
ŞEYH OSMAN AFİF EFENDİ'NİN KABRİ
Eskişehir İli, Mahmudiye İlçesi, Doğanca Mahallesi.